Gümüş Gün.
" -gelsin artık o sevdalandığımız çağ "
Bir tren istasyona yaklaşıyor. Usul usul düşüyor yapraklar,yazın içindeki sonbaharı soluyor tenim. Geçtiğim yerlere ilk yağmurlar düşmekte. Her göz kırpmasında farklı silüetler. Yastığım burnumda tütüyor. Evimi özlüyorum her saniye.
Anılarımın canlılığı istasyon boyunca beni yoruyor.
Her şeyden iki tane görüyorum uzaydan raylara.
Yorgunluğum ve özlemim. Nefesim boğuyor.
Düşünüyorum.
Arkama döndüğümde "hiç" kalan şeyleri. Canlı-cansız ne var ise.
Adını bilmediğim, gezmediğim sokaklar; oturup bir çay içmediğim o kafeler bu zaman yolculuğundan sonra yanımda olacak dostlar gibiler.
-
Her şeyden iki tane görüyorum uzaydan raylara.
Yorgunluğum ve özlemim. Nefesim boğuyor.
Düşünüyorum.
Arkama döndüğümde "hiç" kalan şeyleri. Canlı-cansız ne var ise.
Adını bilmediğim, gezmediğim sokaklar; oturup bir çay içmediğim o kafeler bu zaman yolculuğundan sonra yanımda olacak dostlar gibiler.
-